girsene0742  
 
  karabasan ne demek 02.05.2024 03:25 (UTC)
   
 

Karabasan (Sleep Paralaysis)

Karabasan, Uyku felcidir. Derin uyku ve uyku uyuşukluğunun anormal bir şeklidir. İnsanlar, rüya gördükleri REM uykusu sırasında, göz ve solunum kasları dışında tamamen fizyolojik bir felç durumundadırlar. Hiçbir kasları çalışmaz. Hasta, birkaç dakika hareket edemez. Umûmiyetle uykuya dalarken veya uykudan kalkarken bu uykulu hâli ile birtakım sesler duyduğunu veya şekiller gördüğünü sanır. Kestirme yaparken veya uykuya başlarken... Bu durum, başka sebeplerle de ortaya çıkabilir. Ses duyma ve şekil görmeler, aynı anda olabilir.

Böyle olmasaydı, biz rüyalarımızı oynar hale gelirdik. Rüyamızda ne yapıyorsak, yatakta da onu yapmaya başlardık. Bazen rüyadan uyandığımızda beynimiz uyanık ve etrafın farkında olduğumuz halde, hareket edemez, ses çıkaramaz ve göğsümüzün üzerinde bir ağırlık varmış gibi hissederiz.

Bunu herkes, hayatının bir döneminde en az bir kez yaşamıştır. Korku verici bir durumdur. Ama saniyeler içinde kendiliğinden düzelir. Karabasanın olma nedeni; uykudan uyanmamıza rağmen REM uykusundaki fizyolojik felç halinin, uyanır uyanmaz çözülmemesine bağlıdır. Çok basit açıklamak gerekirse, "Uykudan uyandığın anda beyin uyanıyor; ama vücut uyanmıyor..." İkisi arasında bir bağlantı vardır. Vücut, bu sinyali alıp gerçekleştiremiyor hemen. Bu, genelde stresten, yorgunluktan vs. olarak açıklanıyor.

Fizyolojik olarak, REM atonia olarak da bilinen, REM uykusu sırasında oluşan normal felç ile yakından ilgilidir. Buna göre bazı bilim adamları ve fizikçiler bunun uyku döngüsünün "doğal" bir etkisi olduğuna inanır. Uyku felci, beyin REM durumundan tamamen uyanık duruma geçse de, beden felcinin devam etmesi durumunda oluşur. Bu durum, kişinin bilincinin tamamen açık olmasına rağmen hareket edememesine sebep olur. Ayrıca bu durum ile birlikte hypnagogic halisünasyonlar olabilir.

Rüyada gördüğümüz aktivitelerin fizyolojik etkisi, tıpkı günlük hayatta açık bilinçle yaşadıklarımızın aynısıdır. Rüyamızda, koşmak, şarkı söylemek, kaçmak aktivitelerinde bulunuyorsak beyinden kaslara bu fonksiyonlar için emirler gider. REM uykusu sırasında oluşan bu hareket emirlerini "Locus Coeruleus" noktası durdurur. Bu nedenle, kişi, hareket etmek istediği halde hareket edemez. Uyku esnasında kişileri korumaya yönelik oluşmuş bu güvenlik sistemi, özellikle heyecanlı rüyalarda kişiye felç olmuşluk duygusu verir. İnsan, rüyasında da kaçmak istediği halde kaçamadığı, koşmak istediği halde koşamadığı rüyalar görür. Bu felç olmuşluk hissi, korkunç rüyalarda kabusa dönüşür ve abartılı korku tepkileri (hızlı kalp çarpıntısı, ter içinde kalmak, ağız kuruluğu vb.) hissederek uyanan kabus sahipleri KARABASAN sanrısı ile kalkarlar.

Çoğu zaman, uyku felcine uğraya kişi tarafından, bunun bir rüya sebebiyle oluştuğuna inanılır. Bu yüzden, insanların hareket etmek istese de hareket edemediği rüya sayısı bu kadar fazladır. Uyku felcinin sebep olduğu halisünasyonlar bazen durumun normal bir rüya olarak algılanmasına, bazen de oda içerisinde hayali şeyler görülmesine sebep olur .

Karabasanın, insanın uyanışı esnasında fiziksel, eterik ve astral bedeninin aynı zamanda bir araya gelmediklerini ve birinin dışarıdayken (tam olarak bedene girmemiş halde) diğerinin bedene dönmüş olduğunu biliyorum. Odayı hisseder, görürsünüz, hatta dokunduğunuzu da hissedersiniz, yatakta olduğunuzu da... Fakat bağırsanız sesiniz çıkmaz,çünkü astral bedeninizle bağırıyorsunuz, fiziksel bedeninize aynı uyarıyı gönderemiyorsunuz. Aynı şekilde bu sebepten ötürü fiziksel bedeninizi hareket ettiremezsiniz.

Karabasanın iki temel nedeni var:

  1. Kan dolaşımındaki düzensizlikler.
  2. 2-Psikolojik gerginlikler.

Eski bir Avrupa şampiyonu güreşçi, bu durumun sebebini şöyle açıklıyor: "İnsanın gece yatış pozisyonu önemli. Sırtüstü yatarsan, vücuttaki kan dolaşımı çok kısa süren bir an, ayni seviyede kalır veya durur. Bu anda vücut, bahsedilen sıkıntıları yaşar. Ama sen bu durumdayken, ufak bir hareket yapsan -bir parmak bile oynatsan mesela- kan, yeniden vücutta dolaşmaya başlar ve sıkıntı dağılır."

Bu anlattığımız olayın bilimsel adı, "Rapid Eye Movement"tir (REM). İnsanın uykusu, birkaç evreden oluşur. REM döneminde, hızlı göz hareketleri vardır ve beyin aktivasyonu durur. Ama bazı insanlarda beyin aktivasyonu, zaman zaman ya da sürekli durmaz. Vücudu kontrol edemezsiniz; ama bilinçli ya da bilinçsiz çevreyi görebilirsiniz. Bu korkutucu bir durum. Çocukluktan beri "karabasan, karabasan" diye anlatılan hikâyeler, bilinçaltında daha da büyük korkular yaratıyor. Bir daha yaşarsanız, bilinciniz yerinizde ise bu bir sağlık problemi ve uyanmalıyım diye düşünün ve odaklanın. Uyanacaksınız.

Karabasan'ın Belirtileri

Uyku felcinin başlıca belirtisi uyanma öncesi veya uyuma öncesi görülen kısmı veya geçici iskelet kası felcidir. Diğer bir deyişle, bir kişinin uykuya dalarken veya uyanırken hareket edememesi veya konuşamaması hissidir. Uyku felci ile birlikte hypnagogic halisünasyonlar olabilir. Bu halisünasyonlar işitsel, dokunsal ve/veya görsel olabilir. Uyku felci kişi tekrar REM uykusuna dönmeden önce veya tamamen uyanmadan önce birkaç saniye veya birkaç dakika sürebilir. Çok uç durumlarda, 4-5 saat sürdüğü de bilinmektedir:

  1. Uyumaya başladıktan birkaç saat sonra çığlık atmaya ve ağlamaya başlayabilirsiniz.
  2. Kalbiniz çarpıntınız ve soluk alıp vermeniz sıklaşır.
  3. İnsanlar sizi gördüklerinde rahat olmadığınızı fark ederler.
  4. Rüyayı kesinlikle hatırlamazsınız.
  5. Başkaları size bahsetmedikçe olayı hiç hatırlayamazsınız.

Karabasan'ın Olası Sebepleri

Uyku felci, rüya gören bir kişinin rüyasında yaptığı hareketleri aynen yapmasını engellemek için REM uykusu süresince oluşur. Uyku felcinin fizyolojisi hakkında çok az şey bilinir. Bununla birlikte, uyku felcinin beynin pons bölgesindeki motor nöronların post-sinaptik inhibisyonu ile bağlantılı olduğu önerilmektedir. Özellikle, düşük seviye melatonin kasların uyarılmasını engelleyecek şekilde sinirlerdeki depolarizasyon akımı durdurabilir, ve rüyada yaşanan fiilin gerçekte yaşanmamasını sağlayabilir (mesela, rüyasında koştuğunu gören bir kişinin gerçekte koşmasını engellemek gibi).

Ayrıca, bu düzensizliği yaşayanlar ve narkolepsiden muzdarip olanlar arasında belirgin bir ilişki vardır. Fakat değişik çalışmalar, çoğu insanın hayatlarında en az bir kez uyku felci yaşadığını göstermektedir.

Bazıları, değişik faktörlerin uyku felci ve halüsinasyonların yaşanma olasılığını arttırdığını rapor etmişlerdir. Bunlar:

  1. Sırt üstü yatmak
  2. Düzensiz uyuma saatleri; şekerlemeler, çok veya az uyumak
  3. Fazla stres
  4. Ani çevre/yaşam tarzı değişiklikleri
  5. Olaydan hemen önce görülen berrak rüya. Ayrıca berrak rüya durumuna girebilmek için kullanılan bilinçli indüksiyon yaygın bir yöntemdir. WILD olarak da bilinir.
  6. Yapay uyku yardımcıları ve antihistaminler.

Cinlerle İlgisi Var mı?

İslam dinine göre ‘karabasan' yada halk dilinde olduğu gibi ‘ağır basma' diye adlandırılan bu olay cinlere bağlanır. Beşer (İnsan) soyu dışında en açık şekilde Kuran-ı Kerim'de tarifi yapılan bir diğer canlı da cinlerdir. Bir tür ateşten yaratıldığı ve insan gibi kendi amelinden sorumlu olduğu bilinir. İslam toplumunda karabasandan muzdarip insanlar hocalara götürülür, muskalar taşır yada yatağının altına yerleştirilen makas, bıçak gibi metal kesicilerle bu kâbustan kurtulmaya çalışır.

Peki karabasan, gerçekten de cinlerin insanlara yaşattığı bir tür uyku işkencesi midir?

Karabasan olayı ve lohusalık halinde gelen hadiseler, Anadolu'nun her tarafında görülen mevcut olaylarındandır. Genellikle zemher ayında doğu bölgelerimizde “cingoloz” dediğimiz olay da bunlardan bir tanesidir. Yani uyku/uyanıklık arasında, genelde kıllı-mıllı, siyah, goril gibi bir ağırlığın üzerinize oturduğunu, eliyle kolunuza bastırdığını, konuşamaz durma geldiğinizi, dilinizin kilitlendiğini, hareket sahanızın tamamen kısıtlandığını görürsünüz. Daha sonra bu halden çıkınca, dersiniz ki; “Ben, böyle bir şey yaşadım…”

Veyahut geceleyin uyurken, aniden bir ses duyarsınız; sizi dışarıya çağırır. Sanki uyurgezer gibi hareket edersiniz, (peşinden) gidersiniz. Kendinin “cingoloz” olduğunu söyler veya sizin yakınınız şeklinde de gelebilir, sizi herhangi bir yere götürebilir. Bu tip olaylar da var.

Bir de albastı olayı dediğimiz, loğusa bayanlarda olan bir hadise: Sanki çocuğunu götürüyormuş gibi; rahatsızlandırmalar, beşiğin yerini, yatağını değiştirir gibi görüntülerle başlayan bir “hastalık” türü de var.

Şimdi bu “ağırbasan” halleri ne zaman olur? Ağırbasan, albasan, albastı dediğimiz bu olaylar, genelde vücut yorgunken ya zihinsel ya da bedenen bir yorgunluk hissi(nden sonra başlar.) Örneğin; bir yolculuğa çıktınız, dönüşte bayağı bir yoruldunuz ve metruk bir yerde yalnız” kalıyorsunuz. İşte o anda siz, vücudunuz, bünyeniz uygun ise (bu, herkeste olmayabilir) bir “menfez” açabilirsiniz. Bir de bakarsınız ki, üstünüze bir ağırlık gelir, gözleriniz yavaş yavaş kapanır, üzerinize korkunç bir ağırlık iner. Sesiniz soluğunuz kesilir ve yanınızda biri varsa bağıramazsınız, sesinizi ona duyuramazsınız. Bazıları da kendi ruhsal güçleriyle bir dua okur, bir Ayete'l-Kürsi okuyabilir veya bütün gücüyle “Allah!” diyerek o halden çıkabilir.

Karabasan olayı, diğer dinlerde de vardır. Belki onlar da Hz.İsa'dan ve kendi dinlerinden bir yardım talebinde bulunmak suretiyle birdenbire ruhsal bir güçle bu durumdan çıkan insanlar olduğunu görüyoruz.

Demek ki burada olan hadise, vücutta bir “menfez”in açılmasıdır. Genelde bedensel ve zihinsel yorgunluk, bu duruma yol açıyor.

Menfez Açıklığı Nedir?

Vücuttaki menfezler, genelde –nasıl ki insan vücudunda “akupunktur noktaları” gibi açıklıklar var ise, bunları gösteriyoruz. Diyoruz ki, hücreler arasında, sinir sistemindeki bazı nöronlar içerisinde belli aralıklar vardır. Bu aralıklar, vücudun herhangi bir kesiminde olabilir. Gözlerde –bir hassasiyet olarak-, ellerde, alında, boyunda, göğüste veya ayaklarda olabilir. Bunlar, ancak denemeler sonunda bulunabilir; çünkü her insanın yapısı değişiktir ve biyolojik değişikliğine göre de görünmeyen bazı “şua”lar giriyor. İşte biz, bunlara “menfez” diyoruz. Yani sizin manyetik şuaları aldığınız vücuttaki kilit noktalarıdır. Bunun haritasını da çıkarıyoruz. Diyoruz ki, şu, şu, şu noktalar, sizde biyolojik enerjinin girmesine neden oluyor ve bunlara “menfez” ya da “koridor” diyoruz.

Bu durumda bizim kültürüm etkisiyle görülen halüsinasyonların İslam dininin etkisiyle cinleri çağrıştıran kedi yada insan benzeri garip görünüşlü semboller olması da kaçınılmazdır. Mesela Alman kültüründe karabasana ‘Hexendrücken' (cadı basması) denir. Ortaçağ kültüründen kaynaklanan cadı figürü ön plandadır. Ruhun arınma evreleriyle çok ilgili olan Budizm etkisiyle Hindistan'da bu olay, ruhun erdeme ulaşırken, kötü Hindu şeytanı Rakshasan tarafından engellenme çabası şeklinde yorumlanır. Rusya'da uyku felcine domovoi adındaki ev ruhunun yol açtığı inancı hakimdir; domovoi kötü giden bir evlilik yada ihanet gibi bir nedenden dolayı ev halkını cezalandırdığı düşünülür.

Karabasan vakasına benzer uyku felci yaşayan Amerikalıların ise diğer ülkeler kadar belirgin kültürel bir altyapıları olmaması sebebiyle, açıklamaları daha farklıdır: Uzaylıların kaçırması vakası. ABD'de binlerce insan gece uyurken uzaylılar tarafından kaçırıldığını, esir edildiğini yada ziyaret edildiğini bildirmiştir. Çoğunun açıklaması uyku felci durumunda yaşananlarla aynı özellikler göstermiştir: Hareket edememe, uyanık olduğu halde konuşamama, üzerinde bir ağırlık hissetme vs.

Peki Karabasan'dan Nasıl Kurtulunur?

1. Öncelikle bir hekime danışmalı..

2. Karabasan görmekten korktuğunuz gece, sırtüstü yatmamalı.

3. Yatağın üzerinde yada yerde ekmek kırıntısı falan varsa temizlemeli.

4. Yatarken yatağa abdestli girmeli, Euzü Besmele okuyarak sağ yanı üzerine kıbleye karşı yatıp, sağ avucu sağ yanağın altına koymalıdır. Âyet-el Kürsi, 3 İhlas, sonra Fatiha ve 1er defa iki kul euzüyü okumalıdır. Sonra 3 defa (Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illahü) okuyup, üçüncüsüne (el-hayyelkayyume ve etubü ileyh) ilave etmelidir. Daha sonra da 10 kere (La havle vela kuvvete illa billah) okuyup, onuncusuna (hil aliyyil azim ellezi la ilahe illahü) ilave etmelidir! Li ilafi'yi [Kureyş suresini] gece yatarken 11 defa okumalı. Aşağıdaki hadis-i şeriflerde bildirilen duaları okumalıdır:

('Bismillâhillezi lâ yedurru ma'asmihi şey'ün fil erdi ve lâ fissemâi ve hüves-semi'ul alim' duasını sabah 3 kere okuyana, akşama kadar, akşam okuyana da, sabaha kadar hiç bela gelmez.) [İbni Mace]

('Euzü bikelimâtillahittammâti min şerri mâ haleka' duasını okuyana, o yerden kalkıncaya kadar, hiçbir şey zarar veremez.) [Müslim]

5. Cevşen duasını okumak ve üzerinizde cevşen duasını bulundurmalı. Korku gibi şeylerden korunmak için dua etmek ve âyet ile hadis gibi şeyleri yazıp taşımak dinen caizdir. Abdullah bin Ömer Peygamberden (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Sizden biriniz uykuda korkarsa şöyle desin: Allah'ın gazab ve azabından ve kullarının şerrinden, şeytanların vesvesesinden ve yanıma gelmelerinden eksikliği olmayan Allah'ın sözlerine sığınırım" O zaman, hiçbir şey ona zarar vermez. Abdullah bin Amr onları temyiz çağına gelen çocuklarına öğretir, temyiz çağına gelmeyen çocukları için yazıp onların boynuna asardı (Ebu Davııd, Nesâî, Tirmizî). Ancak bunları istismar edip sanat haline getiren ve saf kadınlarla teşriki mesai edip onlarla haşr ve neşir olmak kesinlikle haramdır. (Günümüz meselelerine Fetvalar – 2, Yasin Yayınevi, s: 258 )

6. Fatiha, Nas, Felak, İhlas surelerini okumalı.

7. 7 defa Ayete'l Kürsi'yi okuyup sağa, sola, arkaya, öne, alta ve üste üfleyip yedincisini üflemeden uyumalı

8. 33 defa Sübhanellah, 33 defa Elhamdülillah ve 34 defa Allahü ekber diyerek uyumalı

9. Abdest alıp 2 rekat namaz kılıp abdestli yatmalı.

Uyku felci

Vikipedi, özgür ansiklopedi
 
Git ve: kullan, ara

Uyku felci (Halk arasında "kara basan" olarak da bilinir), uyandıktan hemen sonra (hipnopompik felç olarak da bilinir) veya seyrek olarak, uykuya dalmadan hemen önce, bedenin geçici olarak hareket edememesi (felç olması) ile karakterize edilen bir durumdur.

The Nightmare, Henry Fuseli (1781) uyku felcinin şeytani bir sebepten kaynaklandığını ifade eden klasik tarifidir

Fizyolojik olarak, REM atonia olarak da bilinen REM uykusu sırasında oluşan normal felç ile yakından ilgilidir. Buna göre bazı bilim adamları ve fizikçiler bunun uyku döngüsünün "doğal" bir etkisi olduğuna inanır. Uyku felci beyin REM durumundan tamamen uyanık duruma geçse de beden felcinin devam etmesi durumunda oluşur. Bu durum, kişinin bilincinin tamamen açık olmasına rağmen hareket edememesine sebep olur. Ayrıca bu durum ile birlikte hipnopompik sanrılar olabilir.

Çoğu zaman, uyku felcine uğrayan kişi tarafından bunun bir rüya sebebiyle oluştuğuna inanılır. Bu yüzden, insanların hareket etmek istese de hareket edemediği rüya sayısı bu kadar fazladır. Uyku felcinin sebep olduğu sanrılar bazen durumun normal bir rüya olarak algılanmasına, bazen de oda içerisinde hayali şeyler görülmesine sebep olur.

Konu başlıkları

[gizle]

Belirtiler [değiştir]

Uyku felcinin başlıca belirtisi uyanma öncesi veya uyuma öncesi görülen kısmı veya geçici iskelet kası felcidir. Diğer bir deyişle, bir kişinin uykuya dalarken veya uyanırken hareket edememesi veya konuşamaması hissidir. Uyku felci ile birlikte hipnopompik sanrılar olabilir.[1] Bu halüsinasyonlar işitsel, dokunsal ve/veya görsel olabilir. Uyku felci kişi tekrar REM uykusuna dönmeden önce veya tamamen uyanmadan önce birkaç saniye veya birkaç dakika sürebilir [1]. Çok uç durumlarda, 4-5 saat sürdüğü de bilinmektedir.[kaynak belirtilmeli]

Olası sebepleri [değiştir]

Uyku felci, rüya gören bir kişinin rüyasında yaptığı hareketleri aynen yapmasını engellemek için REM uykusu süresince oluşur. Uyku felcinin fizyolojisi hakkında çok az şey bilinir. Bununla birlikte, uyku felcinin beynin pons bölgesindeki motor nöronların post-sinaptik inhibisyonu ile bağlantılı olduğu önerilmektedir. Özellikle, düşük seviye melatonin kasların uyarılmasını engelleyecek şekilde sinirlerdeki depolarizasyon akımı durdurabilir, ve rüyada yaşanan eylemin gerçekte yaşanmamasını sağlayabilir (mesela, rüyasında koştuğunu gören bir kişinin gerçekte koşmasını engellemek gibi).

Ayrıca, bu düzensizliği yaşayanlar ve narkolepsiden muzdarip olanlar arasında belirgin bir ilişki vardır. Fakat, değişik çalışmalar çoğu insanın hayatlarında en az bir kez uyku felci yaşadığını göstermektedir.

Bazıları, değişik faktörlerin uyku felci ve halüsansyonların yaşanma olasılığını arttırdığını rapor etmişlerdir. Bunlar : [2]

  • Sırtüstü yatmak
  • Düzensiz uyuma saatleri; şekerlemeler, çok veya az uyumak
  • Fazla stres
  • Ani çevre/yaşam tarzı değişiklikleri
  • Olaydan hemen önce görülen berrak rüya. Ayrıca berrak rüya durumuna girebilmek için kullanılan bilinçli indüksiyon yaygın bir yöntemdir. WILD olarak da bilinir.
  • Yapay uyku yardımcıları ve antihistaminler.
  • Uyku öncesi açlık.

Kültürel referanslar [değiştir]

  • Çin halk kültüründe, uyku felci "gǔi yà chúang" (鬼压床,鬼壓床, sözcüğü sözcüğüne : "Hayalet yatağa basıyor": : hayalet, : basmak, : yatak), olarak bilinir. İnanışa göre bir ruh veya hayalet uyuyan kişinin üzerinde oturup veya yatıp uyku felcine sebep olur. Bu ölümün güçleri tarafından, küçük çapta ruhun ele geçirilmesi olarak düşünülür ve genellikle kurban bir zarar görmez.
  • Hindistan'da, uyku felci hakkında iki düşünce vardır. Bunlardan biri uyku felcinde olduğu gibi uyurken bilincin açık olması aydınlanmaya ulaşırken görülen işaretlerden biri olmasıdır. Fakat aynı zamanda kendi aydınlanması için yol alan kişilere saldıran rakshasanın da (Hindu şeytanlar) bir hareketidir.
  • Japonya'da, uyku felci kanashibari (金縛り, sözcüğü sözcüğüne: "metal içerisinde bağlanmış olmak": kana: metal, shibaru: bağlı olmak"), olarak bilinir.
  • İskandinavya mitolojisinde, uyku felcine bir Mara sebep olur, ya da bir mare - kabuslara da sebep olabilen kötü bir dişi hayalet. İlk olarak Norse Ynglinga destanında görülmüştür, fakat bu inanış muhtemelen daha eskidir. "Mara"; eski Norveççe, İsveççe ve İzlandaca ismidir, "mare" ise Norveççe ve Danimarkacadır.
  • Newfoundland'de , yaşlı bir cadının ziyareti olarak bilinir, Newfoundland İrlandacası ile Ag Rog.
  • Meksika'da, subida del muerto (tepeye tırmanan ölü) olarak bilirnir.
  • Yunanca'da, mora (Yunanca: μώρα) olarak bilinir, isim Slav bir kökenden gelmektedir.
  • Almanca'da, Hexendrücken (cadı basması) olarak bilinir.
  • Türkçe'de, karabasan olarak bilinir. Türkiye'deki genel inanışa göre bu metafiziksel bir olaydır ve özellikle inançlı insanlar buna bir cinin sebep olduğuna inanırlar, ve bazı dualar tavsiye ederler.
  • Hazaragi dili'nde, Syahi Zer Kado (basan mürekkep) olarak bilinir.
  • Güney Birleşik Devletler'de, insana binmiş bir cadı olarak tarif edilir.
  • Kore'de, Gawinullim, (가위눌림 sözcüğü sözcüğüne: "Gawi tarafından bastırılmak."), olarak bilinir. Gawi'nin anlamı tam olarak belli değildir fakat genellikle "ruhlar" veya "şeytanlar" olarak bilinir.
  • Endonezya'da, Cavali insanlar tindihan derler, yerel lehçede okunuşu "tindhihen" (üzerine uzanılmak).
  • Filipinler'de, uyku felci genellikle Bangungot ile bağdaştırılır.
  • Vietnam'da,uyku felci, anlamı insanın üzerinde bastıran bir hayalet veya ruh olan "ma đè" olarak bilinir.
  • Antiller'de, "duppy tarafından binilmek" olarak bilinir.
  • Orta Çağ Avrupasında uyku felci, mara, incubi, succubi, diğer şeytanlar ve büyücülüğe bağlanırdı. İngiltere'de insanlar uyurken cadıların insanların göğsüne bindiğine, ve nefes alamama, kıpırdayamama gibi hislere bunların sebep olduğuna inanırdı.
  • Geleneksel Rusya inanışında uyku felcine, kötü evlilik, ihanet için ev halkını cezalandıran ev ruhu domovoi sebep olur.
  • Gelenksel İslam kültüründe uyku felci bir cin ile açıklanır; insanlara benzeyen ve dünyada yaşayan bir ırk. "Cin" sözcüğü sözcüğüne olarak gizli, görünmez, ıssız, yabancı olan her şey için bir yan anlam olarak kullanılır ve Kur'an tarafından doğrudan işaret edilen iki yaratılmıştan biridir (diğeri de insandır). İslami kaynaklarda, ve İslam iliminde, Cinler irade sahibi, dolayısıyla insanlar gibi yaptıklarından sorumlu yaratıklar olarak tanımlanmıştır. Onlar da insanlar gibi yaşarlar ve ölürler, toplum olarak yaşarlari bir kültürleri ve dinleri vardır.
  • Laos kültüründe, "hayalet seni sessizleştiriyor" diye çevrilebilen "pee um" diye bilinir. İnanışa göre hayalet geceleri gelir, kurbanın kollarını ve bacaklarını tutar, üzerine bastırır, hatta ses çıkartamasın diye ağzını bile kapatır.
  • Finlandiya dlinde kabusa painajainen denir, fakat sözcük olarak "basmak" demektir. Uyku felcinden esinlenilerek böyle bir sözcük kullanıldığı düşünülüyor.
  • Macaristan halk kültüründe uyku felcine "lidércnyomás" ("lidérc: basmak") ve "lidérc", "boszorkány", "tündér" veya "ördögszerető" gibi doğa üstü varlıklarla ilişkilendirilebilinir.[3] "boszorkány" sözcükğü Türkçe kökü "bas-"'tan türemiştir.[4]
  • Bilimadamları uzaylı kaçırmaları, beden dışı seyahat, ve diğer paranormal olaylarından birçoğunun aslında uyku felci sırasında yaşananların yanlış yorumlanmasından kaynakandığını düşünüyor.

Ayrıca bakınız [değiştir]

Notlar [değiştir]

  1. ^ a b J. A. Cheyne. "Sleep Paralysis and Associated Hypnagogic and Hypnopompic Experiences". 17 Temmuz 2006 tarihinde erişilmiştir.
  2. ^ J. A. Cheyne. "Preventing and Coping with Sleep Paralysis". 17 Temmuz 2006 tarihinde erişilmiştir.
  3. ^ lidérc, Magyar Néprajzi Lexikon, Akadémiai Kiadó, Budapest 1977, ISBN 963 05 1285 8
  4. ^ boszorkány, Magyar Néprajzi Lexikon, Akadémiai Kiadó, Budapest 1977, ISBN 963 05 1285 8

Kaynaklar [değiştir]

  • Bower, Bruce (Temmuz 9, 2005). "Night of the Crusher." Science News.
  • Conesa, J. (2000). Geomagnetic, cross-cultural and occupational faces of sleep paralysis: An ecological perspective. Sleep and Hypnosis, 2, (3), 105-111.
  • Conesa, J. (2002). Isolated Sleep Paralysis and Lucid Dreaming: Ten-year longitudinal case study and related dream frequencies, types, and categories. Sleep and Hypnosis, 4, (4), 132-143.
  • Conesa, J. (2003). Sleep Paralysis Signaling (SPS) As A Natural Cueing Method for the Generation and Maintenance of Lucid Dreaming. Presented at The 83rd Annual Convention of the Western Psychological Association, May 1 - 4, 2003 in Vancouver, BC, Canada.
  • Conesa-Sevilla, Jorge (2004). Wrestling With Ghosts: A Personal and Scientific Account of Sleep Paralysis. Pennsylvania: Xlibris/Randomhouse.
  • Firestone K. The “Old Hag”: sleep paralysis in Newfoundland. The Journal of Psychoanalytic Anthropology 1985; 8:47-66.
  • Fukuda K, Miyasita A, Inugami M, Ishihara K. High prevalence of isolated sleep paralysis: kanashibari phenomenon in Japan. Sleep 1987; 10:279-286.
  • Hartmann E. The nightmare: the psychology and biology of terrifying dreams. New York:Basic,1984.
  • Hufford D.J. The terror that comes in the night: an experience-centered study of supernatural assault traditions. Philadelphia:University of Pennsylvania Press, 1982
  • Kettlewell, N; Lipscomb, S; Evans, E. (June, 1993). "Differences in neuropsychological correlates between normals and those experiencing "Old Hag Attacks'." Perceptual and Motor Skills. 76 (3 Pt 1): 839-45; discussion 846. PMID 8321596
  • Ness RC. “The Old Hag” phenomenon as sleep paralysis: a bicultural interpretation . Culture, Medicine and Psychiatry 1978; 2:15-39.
  • Ohayon MM, Zulley J, Guilleminault C, Smirne, S. Prevalence and pathologic associations of sleep paralysis in the general population. Neurology, 1999; 52:1194-1200.
  • Sagan, Carl (1997). The Demon-Haunted World: Science as a Candle in the Dark.
  • Schneck JM. Sleep paralysis and microsomatognosia with special reference to hypnotherapy . The International Journal of Clinical and Experimental Hypnosis 1977; XXV:72-77.
  • Takeuchi T, Miyasita A, Sasaki Y, Inugami M, Fukuda K. Isolated sleep paralysis elicited by sleep interruption. American Sleep Disorders Association and Sleep Research Society, 1992; 15: 217-225

    Karabasan hakkında bilgi verir misiniz, böyle bir şey var mı, nasıl korunuruz?

    Soru

    HOCAM HAYIRLI GÜNLER SİZİ BU KARABASAN KONUSUNDA RAHATSIZ EDİYORUM BELKİ KUSURA BAKMAYIN NE OLUR AMA BEN PSİKOLOGA DA GİTTİM YAKLASIK 1.5 YIL OLUYOR AMA ÇÖZÜM OLMADI BEN HAKİKATEN İŞİNİ İYİ YAPAN Bİ HOCAYA GİTMEK İSTEDİM AMA AİLEM İZİN VERMİYOR DEDİĞİM GİBİ BEN ZATEN SÜREKLİ OKUYORUM HAYIRLI GÜNLER HOCAM SELAM VE DUA İLE.

    Kullanıcı: anonim | Tarih: 30-Haziran-2006, Saat: 14:49:23

     

    Cevap

    Değerli Kardeşimiz;

     

    Bu olaya karabasan veya kıllı yaratık deniliyor. Bu olayın aslı vardır. Ancak tehlikeli bir tarafı yoktur. Bazı cinlerin manyetik yönü ağır basan bazı insanlara değişik şekillerde görünmesidir. Cinler bünyesi hassas ve manyetik özellik taşıyanlar ile irtibat kurabilirler. Aynı yerde sadece bir kişi fark eder diğerleri anlayamayabilir. Demek ki manyetik bir durumunuz söz konusu. Tehlikeli bir durum yoktur.

    Buna benzer konular için yapacağımız tavsiyeler şunlardır:

    1- Abdest alıp 2 rekat namaz kılıp abdestli yatmak.

    2- 33 defa sübhanellah, 33 defa elhamdülillah ve 34 defa allahü ekber diyerek uyumak.

    3- 7 defa ayetelkürsiyi okuyup sağa, sola, arkaya, öne, alta ve üste üfleyip yedincisini üflemeden uyumak

    4- Fatiha, nas, felak, ihlas surelerini okumak

    5- Cevşen duasını okumak ve üzerinizde cevşen duasını bulundurmak

    Korku gibi şeylerden korunmak için dua etmek ve âyet ile hadis gibi şeyleri yazıp taşımak dinen caizdir. Abdullah bin Ömer Peygamberden (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Sizden biriniz uykuda korkarsa şöyle desin: Allah'ın gazab ve azabından ve kullarının şerrinden, şeytanların vesvesesinden ve yanıma gelmelerinden eksikliği olmayan Allah'ın sözlerine sığınırım" O zaman, hiçbir şey ona zarar vermez. Abdullah bin Amr onları temyiz çağına gelen çocuklarına öğretir, temyiz çağına gelmeyen çocukları için yazıp onların boynuna asardı (Ebu Davııd, Nesâî, Tirmizî).

    Ancak bunları istismar edip sanat haline getiren ve saf kadınlarla teşriki mesai edip onlarla haşr ve neşir olmak kesinlikle haramdır. (Günümüz meselelerine Fetvalar – 2, Yasin Yayınevi, s: 258 )

    Okuyup üflemek konusu:

    Ayet-el kürsi, felak , nas, fatiha gibi sureleri veya ayetleri okuduğu zaman Peygamberimizin sağına soluna önüne arkasına ellerine ve hasta olan herhangi bir kimseye üflediği hadis kitaplarımızda yazılıdır.
    Bunun sebebi insanın maddi hastalıklardan korunmak için maddi tedbirler aldığı gibi manevi ve zararlı şeylerden korunmak için de böyle tedbirler alması içindir. Bizi yaratan Allah Peygamberimiz vasıtasıyla nasıl korunacağımızın yollarından birisini göstermiştir.

    Bu konuyu izah eden hadislerden birini açıklamasıyla beraber takdim ediyoruz.

    Hz.Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam) yatağına girdiği zaman, ellerine üfleyip Muavvizateyn'i ( felak ve nas sureleri) ve kulhüvallabu ahad'i okur ellerini yüzüne ve vücuduna sürer ve bunu üç kere tekrar ederdi. Hastalandığı zaman aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi". [Buharî, Fedâilu'l-Kur'ân 14, Tıbb 39, Da'avât 12; Müslim, Selâm 50, (2192); Muvattâ, Ayn t5, (2,942); Tirmizî, Da'avât 21, (3399); Ebu Dâvud, Tıbb 19, (3902).>

    AÇIKLAMA:

    1- Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in Kur'ân-ı Kerim'i hastalığı sırasında şifa için okuduğu, mevsuk rivayetlerde gelmiştir. Esasen Kur'ân'ın mü'minler için maddi ve manevî şifa olduğu âyet-i kerimede belirtilmiştir: "Kur'ân'dan, iman edenlere rahmet ve şifâ olan şeyler indiriyoruz, O, zâlimlerin ise sadece kaybını artırır" (İsra suresi, 82). Keza: "Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt ve kalplerde olana bir şifa, mü'minlere doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmet gelmiştir" (Yunus suresi,57 ).

    2- Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in kendi vücuduna icra ettiği "nefes"in mahiyeti hakkında bilgi vermek için, İbnu Hacer, rivayetin farklı vecihlerini kaydeder. Buna göre, önce ellerini cemeder, sonra ellerine üfler, sonra okur ve okuma sırasında eline üflerdi. İbnu Hacer, bu üflemenin tükrüksüz veya hafif
    tükrüklü olabileceğini belirtir. Bu maksadla Felak, Nâs ve İhlas sûreleri okunmuştur.

    Meshetme işi, bereket düşüncesiyle yapılmıştır. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) ellerini önce başına, yüzüne sürer, ondan sonra elinin yetişebildiği yerlere kadar bütün vücuduna sürerdi. Hz. Aişe der ki: "Resûlullah, kendini götüren hastalığa yakalanınca, ben okuyup üzerine üflüyordum. Kendi elleriyle de vücudunu meshediyordum. Çünkü onun elleri bereket yönüyle benim elimden çok üstün idi". Bir başka rivayette Hz. Aişe meshedip, şifa için dua ederken kendine gelen Resûlullah'ın: "Artık hayır, (şifa değil), Allah'tan Refîk-i A'la'yı istiyorum" dediği belirtilir.

    3- Bazı rivayetler, Kur'ân'dan okuyup nefes ederek tedaviyi Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in ailesi efradına da uyguladığını tasrih eder. Sahabe veTâbi in de aynı tedavi usulüne başvurmuştur. Ulema bunun cevazında ittifak etmiştir.

    4- Nefes'i "tükrüksüz hafif üfürük" diye tarifeden Nevevî, rukyede bunun müstehab olduğunu, ulemanın cevazında icma ettiğini belirtir. Hz.Aişe (radıyallahu anhâ)'ye Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam)'in rukyede yer verdiği nefes'ten sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Onun nefesi, kuru üzüm yiyenin üfürüğü gibi idi, kesinlikle tükrük yoktu.'' Kasıtsız olarak nefesle birlikte çıkacak olan rutubetin tükrük sayılmayacağı belirtilmiştir.

    Kaynak: Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Muhtasarı, 7. cilt, Akçağ Basım Yayın, Ankara, 1988, s. 50-51

    karabasan hakkında yorumlarınızı yazın

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bugün 23 ziyaretçi (26 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol